90’ların hızına dair bildiğiniz her şeyi unutun: Asıl ‘şeytanlar’ BMW’lerde veya Mercedes’lerde değil, bu 7 otomobilde

1990’lı yılların otomobil dünyası denince akla hemen BMW M5 E34 ve Mercedes-Benz E 500 gibi ikonik modeller gelir. Ancak o dönemin asıl ruhu, spot ışıklarından uzakta, gücünü bağırmak yerine karakteriyle fısıldayan otomobillerde gizliydi. 

İşte 90’ların radar altı uçan, kusurlu ama her zaman ruh sahibi 7 efsanesi…

1. Alfa Romeo 166 3.0 V6: Tanınmayan Aristokrat

Herkesin gözü 156 modelindeyken, onun büyük ablası 166, kurumsal sorunların gölgesinde kaldı. 

Tasarımı, dar farları ve sivri burnuyla zamanının ötesinde bir cüretkârlık sergiliyordu. Kaputun altındaki 226 beygir gücündeki 3.0 litrelik efsanevi V6 “Busso” motoru ise bu aristokrat sedanı 7,8 saniyede 100 km/s hıza ulaştırıyordu. O, popüler olmak için değil, anlaşılmak için üretilmişti.

2. Saab 9000 Aero: İlkeli Bir Turbo Roket

İtalyan kuzenleri Fiat Croma ve Lancia Thema ile aynı platformu paylaşsa da, Saab bu projeyi tamamen kendi İskandinav mühendislik takıntısıyla yorumladı. Başlıca silahı, 225 beygir güç üreten 2.3 litrelik turboşarjlı motoruydu ve aracı 6,7 saniyede 100 km/s hıza çıkarıyordu. Ancak asıl yeteneği, ara hızlanmalardaki inanılmaz esnekliğiydi: 80’den 120 km/s hıza bir Ferrari Testarossa’dan daha çabuk çıkabiliyordu.

3. Audi S6 (C4): Almanya’nın ‘Gri Kardinali’

Modern S serisinin atası, tam bir mühendislik gösterisiydi. Dışarıdan bakıldığında ağırbaşlı bir makam otomobili gibi dursa da, kaputun altında 2.2 litrelik 5 silindirli turbo veya 4.2 litrelik V8 motor seçenekleri ve efsanevi Quattro dört tekerlekten çekiş sistemi yatıyordu.

Serinin zirvesi olan S6 Plus ise sadece 952 adet üretildi ve 326 beygirlik V8 motoruyla 5,6 saniyede 100 km/s hıza ulaşarak gücünü gösterişe değil, anlayanlara sunuyordu.

4. Renault Safrane Biturbo: Alman Kalpli Fransız Centilmeni

Fransızlar, lüks liftback modeli Safrane’a daha fazla güç katmak için Alman modifiye efsaneleri Irmscher ve Hartge ile iş birliği yaptı. Sonuç, V6 motora iki KKK turboşarj eklenerek elde edilen 268 beygirlik bir güçtü. Dönemin otomatik şanzımanları bu torka dayanamadığı için sadece manuel şanzımanla üretildi. Yalnızca 806 adetlik üretimiyle bugün gerçek bir koleksiyon parçasıdır.

5. Volvo 850 R: Aile Otomobili Kılığındaki İsveç Bombası

İlk bakışta sıradan bir aile station wagon’u gibi görünen bu Volvo, kaputunun altında Porsche mühendislerinin dokunuşunu taşıyordu.

Güçlendirilmiş motoru 250 beygir güç üretiyordu ve bu “kutu gibi” aile otomobilini sadece 6 saniyede 100 km/s hıza çıkarabiliyordu. Volvo 850 R, güvenliğin sadece hava yastıklarıyla değil, tehlikeden hızla uzaklaşabilme yeteneğiyle de ilgili olduğunu kanıtladı.

6. Lotus Omega: İngiliz Pasaportlu Alman Terörü

Opel’in Omega modelinin Lotus tarafından modifiye edilmesiyle ortaya çıkan bu canavar, Alman otobanlarında bir kabusa dönüştü. O kadar hızlıydı ki, polisin aracın yasaklanmasını talep ettiği rivayet edilir.

3.6 litrelik çift turbolu motoru 382 beygir güç üretiyor, şanzımanı ise Corvette ZR-1’den alınıyordu. 5 saniyede 100 km/s hıza ulaşan ve 280 km/s sürati aşabilen Lotus Omega, sadece hızlı değil, aynı zamanda korkutucuydu.

7. Alpina B10 Bi-Turbo: Gücün Saf Hali

Listenin zirvesinde, modifiye bir BMW’den çok daha fazlası, başlı başına bir üretici olan Alpina’nın eseri B10 Bi-Turbo yer alıyor. M5 yerine 535i temel alınarak geliştirilen araç, 3.4 litrelik çift turbolu motoruyla 360 beygir güç ve 520 Nm tork üretiyordu. 290 km/s’ye yaklaşan azami hızıyla, ünlü yarış pilotu Paul Frere tarafından “dünyanın en iyi dört kapılı sedanı” olarak tanımlanmıştı.

Bu otomobillerin hiçbiri mükemmel değildi. Kimi zaman kaprisli, kullanışsız ve hatta tuhaf olabilirlerdi. Ancak her biri, 90’lı yılları otomobil tutkunları için özel kılan o cüretkar mühendislik ruhunu ve cesaretini taşıyordu. Onlar sadece birer ulaşım aracı değil, bir otomobilin de bir ‘ruhu’ olabileceğinin en güçlü kanıtlarıydı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir