Dünyanın farklı köşelerinde, insanların ortalamadan çok daha uzun yaşadığı bazı bölgeler bulunuyor. Bilim insanları bu alanlara “Mavi Bölgeler” adını veriyor.
Şimdiye kadar yalnızca beş bölge bu unvanı almış durumda: Japonya’nın Okinawa Adası, İtalya’nın Sardinya bölgesindeki Ogliastra, Kosta Rika’nın Nicoya Yarımadası, Yunanistan’ın İkarya Adası ve Amerika Birleşik Devletleri’nden Loma Linda kenti. Buraların ortak noktaları ise sağlıklı yaşam alışkanlıkları, güçlü sosyal bağlar, düşük stres düzeyi ve aktif bir yaşam biçimi.
Son araştırmalar, bu listeye Finlandiya’nın batısında yer alan Ostrobothnia bölgesinin de eklenebileceğini gösteriyor. Åbo Akademi Üniversitesi’nden sosyal politika uzmanı Sarah Åkerman liderliğindeki ekip, bölgedeki uzun yaşam süresinin dikkat çekici olduğunu ve potansiyel bir Mavi Bölge statüsü için güçlü sinyaller verdiğini belirtiyor. Ancak bu unvanın verilmesi için daha ayrıntılı demografik çalışmaların yapılması gerektiği de vurgulanıyor.
Araştırma kapsamında yalnızca Ostrobothnia değil, aynı zamanda Güney Ostrobothnia ve Åland Adası da incelendi. Her üç bölge, Finlandiya’nın küçük bir bölümünü kapsasa da, kıyıya yakınlıkları nedeniyle balık tüketiminin yaygın olduğu, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının bulunduğu yerler olarak öne çıkıyor.
Özellikle İsveççe konuşulan Ostrobothnia bölümü, sadece yüksek yaşam beklentisiyle değil, aynı zamanda ileri yaştaki bireylerin sosyal hayata aktif katılımıyla da dikkat çekiyor. Araştırmaya göre, bu bölgede doğan kişilerin ortalama yaşam süresi 83,1 yıl. Bu, hem dünya ortalaması olan 73,1 yılın hem de Finlandiya ortalaması olan 81,6 yılın üzerinde. Ayrıca yaşlı nüfusun gönüllülük faaliyetlerine aktif olarak katılması, yalnızlık hissinin düşük olması ve depresyon oranlarının görece azlığı da raporda yer buluyor.
Her uzun ömür, Mavi Bölge anlamına gelmiyor
Araştırmada yer alan diğer iki bölge ise Ostrobothnia kadar net bir tablo sunmuyor. Güney Ostrobothnia, uzun yaşamı destekleyen bir yaşam tarzına sahip olsa da, ortalama ömür açısından daha düşük değerlere sahip. Åland ise istatistiksel olarak en yüksek yaşam süresine ulaşsa da, sosyal yapısı ve yaşam tarzı yönünden Mavi Bölge kavramıyla tam olarak örtüşmüyor.
Bu nedenle araştırmacılar, Ostrobothnia’nın bu unvanı hak edip etmediğini belirlemek için daha fazla veriye ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Özellikle sosyal, kültürel ve ekonomik faktörlerin yaşam süresi üzerindeki etkisinin daha iyi anlaşılması gerektiği vurgulanıyor. Åkerman, “Sağlıklı yaşamakla uzun yaşamak arasında doğrudan ve evrensel bir bağ kurmak her zaman mümkün değil” diyerek, uzun ömürlülüğün çok sayıda etkene bağlı olduğunu hatırlatıyor.
“Mavi Bölge” kavramı, yaklaşık 20 yıl önce Amerikalı bir gazetecinin gözlemleriyle ortaya çıktı ve zamanla küresel bir yaşam tarzı hareketine dönüştü. Ancak bu kavram, herkes tarafından kabul görmüş değil. Bazı bilim insanları terimi bilimsel temelden uzak bulurken, diğerleri için halen dikkate değer bir araştırma konusu.