Türkiye geleceğin mesleklerine hazır mı?

“`html

Pelin Ünker

Türkiye’de robotik mühendisleri, yenilenebilir enerji uzmanları ve otonom ile elektrikli araç profesyonelleri, en hızlı büyüme göstermesi beklenen iş alanları arasında yer alıyor. Türkiye’nin bu önemli dönüşüm için bir stratejisi var mı?

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) yayımladığı ‘İşlerin Geleceği Raporu’na göre, 2030 yılına kadar en fazla istihdam yaratan sektörler; bakım, eğitim, teknoloji ve yenilenebilir enerji olarak öngörülüyor.

Yazılım geliştiricileri, bakım personeli, orta ve yüksek öğrenim öğretmenleri, tarım işçileri ve teslimat şoförleri gibi mesleklerin, demografik değişimler ve toplumsal ihtiyaçlarla birlikte hızla büyümesi bekleniyor.

Bu rapor, dünya genelindeki işverenlerle yapılan anketlere dayanmaktadır.

92 milyon iş kaybı, 170 milyon yeni iş fırsatı

Yapay zeka (AI) kullanımının iş dünyasında sunduğu fırsatların yanı sıra bazı zorluklar da barındırdığı ifade ediliyor. Raporda, teknolojik gelişmelerin 92 milyon iş kaybına yol açacağı, ancak bununla birlikte 170 milyon yeni iş fırsatının ortaya çıkacağı tahmin edilmektedir.

Önümüzdeki beş yıl içerisinde iş becerilerinin %39’unun değişeceği belirtilirken, mevcut iş gücünün %59’unun ya yeniden eğitim alması ya da yeni beceriler edinmesi gerekecek. Ancak, çalışanların %11’inin bu eğitim fırsatlarına erişim konusunda sıkıntı yaşayabileceği öngörülüyor.

Peki, Türkiye geleceğin mesleklerine hazır mı? İş dünyasında hangi değişiklikler yapılmalı?

Yenilenebilir enerji ve robotik mühendislik

Rapora göre, Türkiye, iş gücünün temel becerileri açısından dönüşümden en çok etkilenen ilk beş ülke arasında yer alıyor.

2025-2030 döneminde Türkiye’deki iş gücü piyasasının dijital erişim ile önemli ölçüde değişeceği düşünülüyor. Ülkedeki işletmeler, yapay zeka, robotik ve yeşil enerji teknolojilerinin süreçlerini dönüştürmesini bekliyor.

Bu bağlamda, robotik mühendisleri, yenilenebilir enerji uzmanları ve elektrikli araç profesyonelleri-Türkiye’de hızlı bir büyüme göstermesi beklenen meslekler arasında öne çıkıyor.

Türkiye’de işverenlerin, 2030 yılına kadar mevcut becerilerin %44’ünün etkilenmesini beklediği ifade ediliyor; bu oran, dünya genelinde %39 seviyesinin oldukça üzerindedir. Yapay zeka, büyük veri, teknolojik okuryazarlık, ağ yönetimi ve siber güvenlik gibi becerilerin en hızlı gelişimi göstermesi öngörülürken, çok dilliliğin de öneminin arttığı görülüyor.

Eğitim vurgulanıyor

DW Türkçe’ye konuşan Kırklareli Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, Dünya Bankası’nın 21. yüzyıl için tanımladığı eleştirel düşünme, problem çözme, etkili iletişim, işbirliği ve yaratıcılık gibi unsurların teknoloji odaklı olduğunu belirtiyor. WEF raporunda, pandemi süreciyle birlikte bakım hizmetleri, tarım ve lojistik gibi alanların dönüşümünün ön plana çıktığı vurgulanıyor.

Alçın, eğitim sektörünün büyüklüğünün 151 milyar dolardan 422 milyar dolara çıkacağı ve böylece her alanda mesleki ve teknik eğitime acil ihtiyaç olduğunu ifade ediyor.

Gençlerin %27’si iş ve eğitim dışında

Sinan Alçın, Türkiye’de 15-25 yaş grubunda 13 milyon gencin yaşadığını, bu sayının birçok Avrupa ülkesinin toplam nüfusundan fazla olduğunu belirtiyor. Ancak, mevcut koşullarda bu gençlerin %27’sinin ne eğitimde ne de işte olduğunu kaydediyor. Türkiye’de gençler, kriz dönemlerinde mesleki eğitim alma konusunda isteksiz kalıyor; bu durum, gelecekte daha iyi iş imkanlarına dönüşmüyor.

Alçın, Türkiye’deki sektörlerin genellikle düşük maliyetli işgürebir stratejisi ile yarıştığını ifade ederken, nitelikli iş gücünün artırılmasının gerekliliğine dikkat çekiyor.

Eğitim müfredatı yeterli mi?

Alçın, Türkiye’deki ortalama maaşın asgari ücretin 2-3 bin lira üzerinde olduğunu belirtiyor, ancak bu durumun gençlerin nitelikli bir yaşam sürmelerine yetmediği vurgulanıyor. Eğitim müfredatındaki sorunlara dikkat çeken Alçın, evrim teorisinin ortaöğretim müfredatından çıkarılmasının ardından, dini derslerin zorunlu hale gelmesi gibi durumların potansiyel iş gücü yetiştirme kapasitesini olumsuz etkilediğini ifade ediyor.

Alçın, Türkiye’nin yazılım geliştirme alanında büyük bir potansiyele sahip olduğunu, çünkü 13 milyon gencin bu alanda bilgisayar oyunları ve uygulamalarla aşina olduğunu belirtiyor.

Sektörlerin dönüşümü şart

Türkiye’deki sektörlerin teknolojik dönüşüme ihtiyaç duyduğu belirtilirken, işgücü dönüşürken sektörlerin de yüksek teknoloji ve nitelik gerektirecek şekilde evrilmesi gerektiği ifade ediliyor. Nitelik artmadığı sürece yeterli ücret ve refah sağlanması da mümkün olmayacak, bu nedenle nitelikli iş gücünün yurtdışına yönelme riski doğuyor.

Alçın, örneğin hazır giyim sektörünün geleneksel tekstil ürünlerinden uzaklaşıp teknik tekstil alanında uzmanlaşması gerektiğini vurguluyor. Türkiye’nin son 10-15 yıldaki makine ve savunma sanayisindeki önemli yatırımlara rağmen, sanayinin içinde yüksek teknolojinin payının %3’ün altında kaldığı rapor ediliyor. Ar-Ge harcamalarının kamu alanında daha etkili bir şekilde yönlendirilmesi gerektiği belirtiliyor.

İstihdam riskleri öngörülmeli

DW Türkçe’ye açıklama yapan Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFİA) Direktörü Bengisu Özenç, dönüşümün sağladığı yeni iş fırsatlarının değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanında önemli çabalar içinde olduğunu belirten Özenç, ancak meslek kaybı risklerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguluyor.

Kömürden çıkış süreciyle ilgili uyarılar

WEF raporuna göre, dönüşüm risklerinin en üst seviyede görüleceği alanın karbon yoğun sektörler olduğu ifade ediliyor. Özenç, iklim değişikliği ile mücadelede elektrik sektöründe kömürden çıkışın gecikmesinin önemli bir sorun olabileceğine dikkat çekiyor. Bu gecikme, enerji dönüşümüne ait risklerin zamanında ele alınmasını zorlaştırıyor.

Türkiye’nin dönüşüm yol haritasını açıkça belirlemesi gerektiğini söyleyen Özenç, bölgesel kalkınma perspektifiyle yüksek riskli alanlarda yeni ekonomik faaliyetlerin ve yeşil istihdam yaratmanın öncelikli hedefler arasında yer alması gerektiği ifade ediliyor.

“`

Related Posts

VakıfBankta yönetim kurulu üyeleri açıklandı: Cumhurbaşkanı danışmanı Vedat Demiröz de seçilenler arasında…

VakıfBankta yönetim kurulu görev dağılımı belli oldu. Yönetim kurulu başkanlığı görevinde Mustafa Saydam’ın olmaya devam edeceği açıklandı.

Ziraat Bankası’nda yönetim kurulu üyeleri açıklandı

Ziraat Bankası’ndan yapılan KAP açıklamasında bankanın yönetim kurulu üyelerinin belli olduğu açıklandı.

CHP İstanbul İl Başkanı, İBB’ye yapılan ikinci operasyonda tarihe dikkat çekti!

İBB’ye bu sabah başlatılan ikinci dalga operasyon üzerine CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik açıklamalarda bulundu. Çelik operasyonun yapıldığı tarihe dikkat çekerken ”Bu, yargıya siyasetin müdahalesinin en büyük somut göstergesidir” ifadelerini kullandı.

İstanbul’daki evler için kritik çağrı: Birleşin ve güçlendirin

Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Başkan Yardımcısı ve İnşaat Yüksek Mühendisi Özlem İmren, güçlendirmenin yama değil, binanın sıfır bina performansına ulaşması için yapılan müdahaleler olduğunu belirterek, konutlarda da güçlendirme çalışmalarının yaygınlaştırılması çağrısında bulundu.

Bakan Kacır: Turizm gelirlerinde 61,1 milyar dolarla yeni bir rekora imza attık

Kars’ta yapımı tamamlanan ‘Tarihi Kimliği ile Kars Kenti Projesi’nin açılışını yapan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Geçtiğimiz yıl ülkemize gelen ziyaretçi sayısı, bir önceki yıla göre yüzde 9,8 artışla 62,3 milyona ulaştı. Turizm gelirlerinde de 61,1 milyar dolarla yeni bir rekora daha imza attık. Ülkemiz turizminin sürdürülebilir büyümesini sağlamak, yeni destinasyonlar oluşturarak cazibe merkezlerini artırmak temel hedeflerimiz arasında bulunuyor” dedi.

Riskli binaların yıkım ve yeniden yapımı: İşte adım adım süreç

Depreme karşı dayanıklılığı ve içinde yaşayanların can güvenliğinin olmadığı riskli yapıların tespitine yönelik işlemler 4 aşamada yapılıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir